“Azem” (عزم) kelimesi Arapça’da “kararlılık, kesin irade, sebat ve güçlü niyet” anlamına gelir. Bir işte azim göstermek; o işi yapmaya kesin şekilde niyetlenmek, kararlılık göstermek ve engellere rağmen vazgeçmemek demek. Türkçe’de kullandığımız “azim” kelimesi de aynı kökten gelmekte.
Kur’an’da Azem’in Kullanımı
Kur’an-ı Kerim’de “azm” kökü farklı ayetlerde çeşitli şekillerde geçer. Genel olarak şu anlamlara işaret eder:
- Peygamberlerin sabrı ve kararlılığı:
Kur’an’da bazı peygamberler için “ulü’l-azm” ifadesi kullanılır. Bu tabir, “büyük bir azim ve kararlılık sahibi peygamberler” anlamına gelir. Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Hz. Muhammed (s.a.v.) bu grupta sayılır. Onlar, kavimlerinden büyük zorluklar görmelerine rağmen davalarından vazgeçmemiştir.
- Sabır ve sebat emri:
Birçok ayette müminlerin de azim göstermeleri, yani imanlarında sabırlı olmaları, zorluklar karşısında geri adım atmadan kararlı durmaları öğütlenir.
- İrade gücü ve sorumluluk bilinci:
Azem, sadece niyet etmek değil; aynı zamanda iradeyi güçlü tutmak ve yapılan işin sonuna kadar arkasında durmak anlamına gelir.
Azem’in Günlük Hayata Yansıması
Kur’an’da geçen “azem” kavramı, Müslümanların hayatına rehberlik eden bir öğüttür. İnsanın imanında, ibadetlerinde, çalışmalarında ve ahlaki duruşunda kararlı, sabırlı ve istikrarlı olması gerektiğini vurgular. Başarıya ulaşmak için sadece niyet yeterli değildir; güçlü bir irade ve kararlılık da şarttır.
Kur’an’da geçen azem kavramı, “kararlılık, sebat, güçlü irade” gibi derin anlamlar taşır. Peygamberlerin örnekliğinde gösterildiği gibi, azim; sabırla birleştiğinde insanı hem manevi hem de dünyevi hedeflerine ulaştırır. Müminler için azem, hayatın her alanında istikrar ve direnç göstermenin sembolü.
