Maskülen, genellikle "erkeksi" olarak çevrilen bir terimdir ve toplumsal cinsiyet rolleri, davranışlar, nitelikler ve etkinlikler açısından erkeklerle ilişkilendirilen özellikleri ifade eder. Maskülen özellikler, kültürden kültüre değişiklik gösterse de genellikle güç, cesaret, bağımsızlık, rekabetçilik ve fiziksel güç gibi niteliklerle ilişkilendirilir. Bu özellikler, toplumun belirli bir cinsiyetten beklediği veya övdüğü davranış kalıplarını yansıtır.
Maskülenlik, biyolojik erkeklikten farklı bir kavramdır. Biyolojik cinsiyet, genetik ve fizyolojik özelliklere dayanırken, maskülenlik sosyal ve kültürel bir olgudur. Bu, erkeklerin yanı sıra, kadınların da maskülen özellikler gösterebileceği anlamına gelir. Maskülenlik, bireylerin kendilerini ifade etme biçimleri ve toplumsal beklentilere uyum sağlama şekilleriyle yakından ilişkilidir.
Son yıllarda, maskülenlik kavramı giderek daha fazla sorgulanmaya başlanmıştır. Toplumsal cinsiyet rollerinin katı sınırlarının esnetilmesi, bireylerin kendi kimliklerini daha özgürce ifade etmelerine olanak tanımıştır. Bu, "toksik maskülenlik" gibi terimlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Toksik maskülenlik, aşırı rekabetçilik, duygusal ifadeyi baskılama ve agresiflik gibi, toplumun erkeklerden beklediği sağlıksız davranış modellerini ifade eder. Bu davranışlar, hem bireylere hem de topluma zarar verebilir.
Maskülenliğin olumlu yönleri de vurgulanmaktadır. Sorumluluk alma, liderlik, koruma ve sağlam bir çalışma etiği gibi özellikler, hem erkekler hem de kadınlar için takdir edilen ve teşvik edilen niteliklerdir. Ancak, bu özelliklerin cinsiyetle sınırlı olmaması gerektiği, herkesin bu tür olumlu özellikleri benimseyebileceği anlaşılmaktadır.
Maskülenlik, toplumsal cinsiyet rolleri ve beklentileriyle şekillenen karmaşık bir kavramdır. Bireylerin bu rolleri nasıl benimsediği ve ifade ettiği, kişisel kimliklerinin ve toplumsal etkileşimlerinin önemli bir parçasıdır. Toplumun sürekli evrim geçirmesiyle birlikte, maskülenlik ve feminenlik kavramları da yeniden tanımlanmakta ve daha kapsayıcı bir anlayışa doğru ilerlemektedir.
