Tevekkül, genellikle İslami bir terim olarak kullanılan ve bir kişinin tüm güvenini ve teslimiyetini Allah'a bırakması anlamına gelen bir kavramdır. Bu kavram, insanın kendi çabalarının yanı sıra, sonuçları Allah'ın iradesine bırakmasını ifade eder. Yani, bir kişi elinden gelenin en iyisini yapar, ancak sonucun ne olacağını Allah'a bırakır. Bu, pasif bir bekleyiş değil, aktif bir teslimiyet ve güven anlamına gelir.
Tevekkül, Kur'an'da ve Hadislerde sıkça vurgulanan önemli bir ruhsal pratiktir. Kur'an'da, Müslümanların zorluklar karşısında sabır göstermeleri ve Allah'a güvenmeleri gerektiği belirtilir. Bu, bireyin hem dünyevi çabalarına devam etmesi hem de Allah'ın takdirine güvenmesi gerektiğini gösterir.
Tevekkül kavramı, sadece zor zamanlarda değil, günlük yaşamın her anında uygulanabilir. Bir iş görüşmesine girerken, sınavlara hazırlanırken veya sağlık sorunlarıyla karşılaştığında bir Müslümanın tevekkül halinde olması, onun bu durumlar karşısında gösterdiği sabır ve teslimiyetin bir göstergesidir.
Tevekkül, aynı zamanda bireyin Allah'a olan inancının bir yansımasıdır. Allah'ın planının en iyisi olduğuna, O'nun bilgisi ve hikmetinin sınırsız olduğuna inanmak, tevekkülün temel taşlarından biridir. Bu inanç, bireye iç huzuru ve sıkıntı anlarında güç verir.
Tevekkül, Müslümanların hayatlarında merkezi bir role sahiptir. Bu, sadece Allah'a olan güveni değil, aynı zamanda bireyin kendi sorumluluklarının farkında olmasını ve elinden geleni yapmasını da gerektirir. Tevekkül, kişinin hayatındaki zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olan manevi bir güç kaynağıdır.
