Libido, kişinin cinsel arzu ve isteğini ifade eden bir terim. Genellikle cinsel dürtü veya cinsel enerji olarak tanımlanıyor. Bu kavram, ilk kez ünlü psikiyatrist Sigmund Freud tarafından psikanalitik kuramında kullanılmış. Freud'a göre libido, insan davranışlarını yönlendiren temel bir içgüdüsel enerjidir ve cinsel arzularla ilişkili.
Hayıflanma, Türkçe'de sıkça kullanılan bir duygusal ifade biçimi ve genellikle geçmişte yaşanmış bir olay ya da alınmış bir karar üzerine duyulan pişmanlık, üzüntü ya da içsel bir yakınmayı ifade ediyor. Kişi, bir olayın ya da kararın sonuçlarının beklediği gibi olmamasından dolayı içsel bir sorgulamaya girer ve bu durum, hayıflanma şeklinde kendini gösteriyor.
Dejavu, Fransızca bir terim olup "zaten görülmüş" anlamına geliyor ve bireyin daha önce hiç yaşamadığı bir anı daha önce yaşamış gibi hissetmesi durumunu tanımlıyor. Bu hissi yaşayan kişi, o anı daha önce tecrübe etmiş gibi bir algıya kapılıyor, ancak gerçekte bu durum daha önce yaşanmamış. Dejavu, oldukça yaygın bir fenomendir ve insanların yaklaşık %60 ila %80'i hayatlarının bir noktasında bu duyguyu yaşamış.
İltica, bir bireyin yaşadığı veya vatandaşı olduğu ülkede hayatını tehdit eden, zulüm, savaş, şiddet, siyasi baskı veya insan hakları ihlalleri gibi nedenlerle güvenli bir yaşam sürdüremeyeceğine inandığı için başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunması. Bu süreçte kişi, bulunduğu ülkeye sığınarak orada korunma arar ve temel haklarının garanti altına alınmasını talep ediyor.
Hiyerarşi, organizasyonlar, topluluklar ya da sistemler içinde bireyler veya unsurlar arasında düzenli bir sıra, rütbe ya da yetki düzenini ifade eden bir terim. Bu kavram, bir yapı içindeki her bir katmanın bir üst seviyedeki katmana tabi olduğu ve alt seviyedeki katmanlar üzerinde kontrol sahibi olduğu bir düzenleme sistemini açıklıyor. Kelime kökeni Yunanca "hieros" (kutsal) ve "arche" (düzen veya yönetim) kelimelerinden geliyor, bu da tarihsel olarak hiyerarşinin dini kökenlerine işaret ediyor. Ancak günümüzde hiyerarşi sadece dini yapılarla sınırlı değil; sosyal, politik, kurumsal ve doğal sistemler dahil olmak üzere birçok farklı alanda kullanılmakta.
Cenin, anne karnındaki embriyonun belirli bir gelişim evresine ulaştığında aldığı adı ifade ediyor. Tıp dilinde fetüs olarak da bilinen cenin, döllenmeden itibaren 8. haftadan sonra embriyo evresinden çıkar ve bu gelişmiş haline cenin deniyor. Bu aşamada bebeğin organları ve vücut yapısı hızla gelişmeye başlar, beyin, kalp, akciğerler ve diğer hayati organlar şekillenmeye devam ediyor.
Gotik terimi, ilk olarak mimari ve sanat tarihi bağlamında kullanılan bir kavram ve 12. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmış olan bir sanat akımını ifade ediyor. Gotik mimari, özellikle katedrallerde ve büyük dini yapılarla özdeşleşmiş. Yüksek sivri kemerler, büyük vitray pencereler, kaburga tonozlar ve uçan payandalar gibi özellikler, Gotik mimarinin belirgin unsurlarından. Bu tarz, Avrupa'da yaklaşık 16. yüzyıla kadar yaygın olarak kullanılmış.
Alevilik, İslam dininin bir mezhebi olup, Türkiye, İran, Azerbaycan, Irak ve Suriye gibi ülkelerde geniş bir topluluk tarafından benimsenmiş. Alevilik, İslam’ın farklı yorumlarından biri olarak, Hz. Ali ve onun soyundan gelen On İki İmamlar'a derin bir bağlılık gösteriyor. Alevi kelimesi, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in kuzeni ve damadı Hz. Ali'nin adından türemiş. Alevilik, İslam’ın Şii geleneğine bağlı olmakla birlikte, kendine özgü inanç, ibadet ve kültürel pratiklere sahip.
Umay, Türk ve Altay mitolojilerinde "koruyucu bir tanrıça" olarak biliniyor. Kadın ve çocukların koruyucusu olan bu kutsal figür, aynı zamanda bereket ve doğurganlıkla da ilişkilendiriliyor. Umay, Türk halk inançlarında ve Şamanizm'de annelik, çocuklar, bereket ve yaşamın temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle çocukları kötülüklerden koruduğuna inanılan Umay, bir nevi "annelik tanrıçası" olarak kabul ediliyor.
Komünist, bir ideoloji olan komünizmi benimseyen kişiyi tanımlayan terim. Komünizm, toplumda sınıfsız, parasız ve devletsiz bir düzen kurmayı hedefleyen, üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayanan bir siyasi ve ekonomik sistem. Komünist düşünceye göre, herkesin eşit hak ve fırsatlara sahip olduğu bir toplum oluşturulmalı. Bu düzenin amacı, insanların sadece ihtiyaçlarına göre kaynaklara erişebildiği, sömürü ve eşitsizliğin ortadan kalktığı bir dünya yaratmak.
Elzem kelimesi, Arapça kökenli bir sözcük ve Türkçede "çok gerekli, vazgeçilmez, zorunlu" anlamlarında kullanılıyor. Günlük dilde, herhangi bir durum veya eylem için kaçınılmaz, yerine getirilmesi zorunlu olan şeyleri ifade ederken kullanılıyor. Elzem, bir şeyin yapılması, bir kararın alınması veya bir tedbirin uygulanması gerektiğinde, onun hayati önemde olduğunu vurgulamak için tercih ediliyor.
Özetle, "maneater" hem doğrudan insanları avlayan hayvanlar için kullanılan bir terim, hem de insan ilişkilerinde baskın, tüketici kişilikleri tanımlamak için kullanılan mecazi bir ifade.
"Marazlı" kelimesi, Türkçede eski dönemlerden beri kullanılan bir sıfat. Temel anlamıyla, fiziksel ya da ruhsal bir hastalığı, zayıflığı ya da rahatsızlığı olan kişiyi ifade ediyor. TDK'ya göre "maraz," hastalık veya dert anlamına gelir, dolayısıyla "marazlı" kelimesi de bu anlamdan türetilmiş. Türk dilinde halk arasında sıkça kullanılan bu kelime, daha çok olumsuz anlamda zayıflık ya da kırılganlık taşıyan bireyleri tanımlamak için kullanılıyor.
"Maran" kelimesi, Aramice kökenli bir terim olup "efendi" veya "lord" anlamına geliyor. Hristiyanlıkta sıkça kullanılan bu terim, özellikle “Maranatha” ifadesinde görülüyor. "Maranatha", "Efendimiz geliyor" veya "Efendimiz gelsin" anlamında bir dua ya da çağrıdır ve ilk Hristiyanlar tarafından Mesih'in dönüşünü ifade etmek için kullanılıyor. Bu dua, İsa'nın ikinci gelişine olan inancı ve beklentiyi yansıtıyor.
Manual, kelime anlamı olarak "elle yapılan" veya "elle kullanılan" anlamına geliyor. Latince kökenli bir terim olan manual, özellikle İngilizce'de yaygın olarak kullanılan bir kelime ve birçok farklı bağlamda karşımıza çıkabiliyor. Manual, genellikle teknolojiden eğitime, otomotivden ev aletlerine kadar birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Mansup kelimesi, “atanmış, tayin edilmiş” anlamına geliyor. Kelime, bir kişinin ya da şeyin belirli bir göreve, makama veya pozisyona atanmış olduğunu belirtmek için kullanılıyor. Bu anlamıyla, özellikle resmi, dini veya bürokratik bağlamlarda kendine yer buluyor. Mansup kelimesi, genellikle bir göreve, makama veya pozisyona resmî olarak getirilmiş olma durumunu ifade ediyor.
Manipüle etmek, Latince “manipulare” kelimesinden türemiş olup, esasen “elle şekil vermek” anlamına geliyor. Günümüzde ise daha çok, olayları veya kişileri bilinçli bir şekilde etkileyerek kendi lehine değiştirme anlamında kullanılıyor. Manipüle etmek, bir kişinin ya da durumun, gerçeklerin çarpıtılması ya da yönlendirilmesi yoluyla etkilenmesi anlamına geliyor. Bu durum, çoğunlukla manipüle edilen kişinin veya kitlenin farkında olmadığı bir şekilde gerçekleşiyor.
Lebaleb, Arapça kökenli bir kelime olup “tam dolu, ağzına kadar dolu” anlamına geliyor. Bir şeyin sınırına kadar dolu olduğunu ifade ederken kullanılır ve genellikle nesnelerin, mekânların veya kapların doluluğunu tarif etmek için tercih ediliyor. Örneğin, bir bardağın suyla tamamen dolu olması durumunda “bardak lebaleb dolu” ifadesi kullanılabilir.
Deizm, Tanrı'nın varlığına inanan ancak dinlerin sunduğu vahiy, kutsal kitaplar ve peygamberler gibi unsurları reddeden bir inanç sistemi. Bu inanç sistemine sahip olan kişilere "deist" denir. Deistler, evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanır, ancak bu yaratıcının insan yaşamına ve evrensel düzene müdahale etmediğini, mucizeler veya kutsal metinler aracılığıyla iletişime geçmediğini savunuyorlar. Onlara göre Tanrı, evreni yaratmış ve onun işleyişini belirli yasalara göre düzenlemiş, ancak bundan sonra evrene herhangi bir müdahale etmemiştir.
"Stan" kelimesi, özellikle popüler kültürde ve sosyal medyada sıkça kullanılan bir terim. Bir ünlünün, sanatçının ya da bir şeyin (film, dizi, spor takımı vb.) aşırı derecede hayranı olan kişileri tanımlıyor. "Stan" kelimesi, bir yandan sadık bir hayranlığı ifade ederken, diğer yandan takıntılı ya da aşırı derecede yoğun bir bağlılığı da içerebiliyor.
"Woke," son yıllarda popüler hale gelen ve özellikle sosyal adalet konularında duyarlılığı ifade eden bir terim. İngilizceden gelen bu kelime, "uyanmış" anlamına gelir ve toplumda haksızlık, ayrımcılık, ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği, çevresel sorunlar gibi konulara karşı farkındalığı, duyarlılığı ve bilinçli olmayı tanımlıyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde siyahilerin hak mücadelesinde önemli bir terim haline gelmiş, zamanla küresel bir kavram olarak benimsenmiş.
Stagflasyon, ekonomik durgunluk (stagnasyon) ve enflasyonun aynı anda yaşandığı bir ekonomik durumu ifade eder. Bu terim, ekonomi literatüründe genellikle durgunluk dönemlerinde fiyatların yükselmeye devam ettiği, büyümenin yavaşladığı ve işsizliğin arttığı zamanlar için kullanılıyor. Stagflasyon, hükümetler ve merkez bankaları için çözümü zor olan karmaşık bir ekonomik sorun, çünkü klasik ekonomik teoriye göre durgunluk ve enflasyon genellikle birbirine zıt olarak kabul ediliyor.
Vintage, genel olarak geçmişte üretilmiş ve belirli bir döneme ait olan, zamanla değer kazanan ürünleri tanımlamak için kullanılan bir terim. Bu terim, moda, mobilya, otomobil, aksesuar, müzik aletleri ve daha birçok alanda eski ama değerli, estetik ve kaliteli ürünleri ifade ediyor. Vintage ürünler genellikle en az 20 yıl önce üretilmiş ve belli bir dönemin karakteristik özelliklerini taşıyan eşyalar.
Gaslighting, bir kişiyi gerçeklik algısından şüphe ettirerek manipüle etme ve kontrol altına alma yöntemi. Bu manipülatif taktik, genellikle duygusal, psikolojik ve zihinsel istismarın bir formu olarak kabul ediliyor. Gaslighting yapan kişi, kurbanın düşüncelerini, hislerini ve algılarını sorgulamasına neden olarak onu kontrol etmeye çalışır. Terim, 1944 yapımı "Gaslight" adlı filmden türemiş. Bu filmde, bir adam eşini deliliğe sürüklemek amacıyla sürekli yalanlar söyleyerek ve manipüle ederek onun gerçeklik algısını bozmuştur.